TURAN KOÇ



SARMAL


bu duygular mı
sırtımızdaki ateş
bu duygular mı
ayartır kokular gözlerimizi
diri yalnızlıklar içinde
memeleri ağırlaşmış bir kadın
gibi doğurgan gece
ışır alnımızda ter
hani bir hüzün bir gün çeker
değil mi ki senin resmin güzeldir
değil mi ki bu yüzden
bütün yazlar değişken
bütün saatler aynı
değil mi ki bir gezgin
içinde kudüm sesleri
yiterse böyle yiter

ne değişir sanki
bir deliliği oynamaktan
sabahtır
giysilere dokunmak olanağı
akşamdır hani gözler içinde kalmak
hani esmesin diye kuşlar
kadınlar hani boş odalarda
herhal teper içimizden kalabalıklar
herhal biz bütün evlerde
iş yerlerinde çocuk bahçelerinde
nasıl düşerse içimize o su
yeniden bir demirciyiz işte

dur daha
kokulu kapalı çarşılarda
bastır soluğunu ağzımıza
alna dokunan bir el
gibi ürperti gibi
dur daha
seni sevmekten
dünya ne kadar sıcak içimizde


KENDİNİ SEYREDEN AYNA


sözgelimi sarı bir otobüstür konuştuğumuz
halkı denizlere ve kendilerine taşır bu otobüs
yaz denen koroda
sen kendini seyreden ayna
sen cansın
bir şiire kafiye olabilecek denli güzeldir ellerin
uğultuludur
bu senin tenini besleyen güneş
bu benim gözlerimin trahomu ve kumu
bu sınavdır
yaşımın en zor geçitidir geçtiğim
o güneş denen dalyan parklarda
eğildim eğildim
seslendim
ses vermez gençliğimin kuyusu
vakit yok artık hastalıkları anlatmaya
sözgelimi sarı bir otobüstür konuştuğumuz
öğlen şarıl şarıl akar ikindi sularına
bir ilaç tadında
çay içebilir o an
saçının topuzu o an
yeni bir anlatım katabilir yaşamaya

teninin altı ışık senin, onun altı gene ışık
yaz güneşleri ve humma
ve sıcaklar çarpar bizi
çürütür dudakları papatyalar ve genç ölümler
genişletir geceyi
işte sevdin kızıl kabarcıklar oluştu göğsünde
sevdin sedef tuttu gövden
yaşadın keskinleştin içinde
bir büfenin sarı küçük güneşinden
sözcükler yaptın
ağır acılı
geçtin bir karpuz sergisinden
bir gerilim olarak yücelttin yaşadığını
bu yüzden karanfil kokar yüreğin
bu yüzden o eski ayna
öğlen denen koroda
kokar ve tutar yüzüne alevini

Yorumlar