(Dr.Osman Aslan’ın aziz anısına)
Elin melek yüzün melek üstün melek başın melek
Saatlerin toprağı gösterdiği odanda melek
Giderek artan bir uğultuyla çepeçevren melek
Yatakta uzanan ölümün ucundan dönmeyerek
Allah’ın bizzat kendisi geldi Kocamustâpaşa’ya
Sarmaşıklar rengindeki sesin yumşadı
Sesin ki ulu bir kahkahadır yazları koyverdiğin
Pencerenden görünen deniz şimdi daha uzak
Daha uzak ve melul şimdi samatya
Her akşam özenle suladığın balkon
Sesin ki reyhan
sesin ki begonya
Bir sır oldun çıktın bu nesneler ülkesinden
Bir O seslense bakarsın bizeyse sırtın dönük
Ve dost! Açık seçik yenildik burda mahzun
Ey gidi ruhuna kurban olduğum
Ve dost! Bir büyük yalnızlık ile karşı karşıyayız
Şimdi üstümüzde uyusak da geçmeyecek bir uykusuzluk
İçsek de salavatla suları içimizde dinmez bir susuzluk
Dünya dedikleri bu ağaçları kaatil çiçekleri kan
Bu bir şey deme bahanesiyle tenhada şahdamarımızı kapan
Önce besleyen nara attıran yiğit edip şımartan
Sonra işve edip pusu kurup öldüren
Adı alçak tıyneti kara bu diyarda amansızlık
Sonra gömüldüğün akşam
Osmansızlık
Osmansızlık
Düşün üstüne üstlük bir de gün doğacak
Doğan güne ad koyup Pazar mı diyeceğiz
Yıla tam ikibinyedi aya Haziran
İki çay söyleyeceğiz
Utanmadan
Sıkılmadan
Taha Ayar
Yorumlar
İçsek de salavatla suları içimizde dinmez bir susuzluk"
Başka türlü ifade edilemezdi bitmeyecek olan özleminiz.
Taha.. ben Cerrahpaşadan Nur.. Yazdığın şiire tesadüfen internette rastladım, okudum.. Osmanla ortak tanıdığımız kişiler artık o kadar uzak olmuş ki bu acıyı paylaşamadım bile kimseyle.. üçüncü şahısların "böle böle olmuş" haberleri vardı sadece ortada.. şimdi şiirini okuyunca yakın biriyle kendimi dertleşmiş gibi hissettim, onun için birinin gerçekten yakını olarak üzüldüğünü bildim.. ve tabi zamanın ne kadar hızlı aktığını, ne kadar acımasızca unutturduğunu farkettim.. ağladım biraz daha..
02 Temmuz 2007 Pazartesi 06:29